İş dünyasında son dönemde adını sıkça duyduğumuz start-up nedir biliyor muydunuz? Etrafta start-up olarak adlandırılan pek çok farklı şirket bulunsa da bunların tümüne start-up diyebilmek pek mümkün değil. Çünkü start-up olarak bilinen bazı küçük şirketler belirtilen tanımlamalara uymayabiliyor. Bir şirketin start-up olabilmesi için öncelikle bilinen bir soruna çözüm üretmesi gerekiyor. Bu tür oluşumlar bir sorundan yola çıktığı için de dünyaya katkı sağlama misyonuna sahip oluyor. Böyle bir tanımlama, zaman zaman start-up’ların girişimcilikle karıştırılmasına da sebep olabiliyor. Start-up’ın ne olduğunu kavrayabilmek içinse sınırlarını iyi anlamak gerekiyor.
Soruyu kapsamlı bir şekilde ele almak için start-up ne demek öncelikle onu bir inceleyelim. Start-up kelimesi, bir ihtiyaçtan yola çıkarak buna cevap arayan ve cevap bulma yolunda da kapsamlı bir Ar-Ge çalışmasıyla birlikte teknolojinin imkanlarından yararlanan girişimciler için kullanılıyor. Bir ürün veya hizmetin geliştirildiği start-up’lar neredeyse tüm dünyada aynı şekilde adlandırılıyor. Ülkemizde de girişim şeklinde farklı Türkçeleştirmeler denense de ortaya çıkan yeni kelimenin kavram karmaşasına yol açabileceği düşünüldüğü için bu tür şirketlere start-up denilmeye devam edilmiş. 2010’lu yılların başında hızla yayılan bu tür şirketlerin pek çok başarılı örneği bulunuyor. Start-up kelimesini birebir çevirmeye çalıştığımızda ise başlamak kelimesi ortaya çıkıyor. Temelde bu tür şirketler bir ürün veya hizmeti sıfırdan başlayıp büyüttükleri için start-up’ın mantıklı bir adlandırma olduğunu söyleyebiliriz. Elbette buradaki sıfırdan büyüme ile kastedilen sermaye değil, sunulan ürün veya hizmetin kendisi.
Start-up şirket nedir sorusuna zaman zaman “yeni kurulan şirketler” cevabı verilebiliyor. Fakat sanılanın aksine her yeni kurulan şirket start-up olmadığı gibi start-up olan şirketlerin de yeni kurulması gerekmiyor. Yani şirketlerin kurulduğu tarihin veya yaşının bu tanımlama üzerinde herhangi bir etkisi bulunmuyor. Start-up şirketler kategorisinde yeni kurulan şirketler olabileceği gibi beş yıllık şirketler de yer alabiliyor. Tabii bu şirket yaşının da bir sınırı bulunuyor. Genel itibariyle on yıllık bir şirketin start-up kategorisinde yer alması pek mümkün olmuyor. Bunun sebebi ise aradan geçen bu uzun sürede şirketin belirli bir büyüme kaydetmesi gerekliliği. Çünkü start-up şirketler hızlı bir şekilde büyüme eğilimine sahip oluyor ve çoğu zaman da herhangi bir ülke sınırlandırması olmadan büyümeyi hedefliyor. Ayrıca standart bir şirket ile start-up şirketleri arasındaki farklı ortaya koyan unsurlardan biri de geçicilik oluyor. Start-up kurmak genellikle bir problem sonucunda bunun çözümüne yönelik ürün veya hizmet geliştirmek olarak tanımlanıyor. Bu nedenle de çözüme kavuşulduğunda üretim yapmak yerine bu ürün veya hizmeti başka şirketlere pazarlıyor. Standart bir şirket yapısına geçerek de bu üretimi gerçekleştirebiliyor. Fakat genel anlamda ele aldığımızda start-up, kalıcı bir şirket kurmak için girilen hazırlık dönemi olarak da adlandırılabiliyor. Eğer belirlenen sürede çözüm üretilemezse start-up girişimi başarısız olarak kabul edilebiliyor. Fakat söz konusu standart şirket yapısı olduğunda farklı pazarlara yönelerek bu sorun çözülmeye çalışalabiliyor ya da büyük ölçekli başarısızlıklar iflas ile noktalanabiliyor.
Bir start-up kurmak istiyorsanız siz de hızlı gelişmeye uygun olan bir şirket kurmalı ve bu gelişimi doğru yönetebilmek için tüm adımlarınızı belirlemelisiniz. Nasıl start-up kurulur sorusuna faydalı bir yanıt aramak için öncelikle ele alacağınız soruna odaklanmanız gerekiyor. Sorunu tespit edip buna uzun vadede işe yaracak bir çözüm üretmek de işin kilit noktalarından. Çünkü bulduğunuz çözümün kısa süreli olmaması için mevcut problemin gelecekteki durumu hakkında tahminlerde bulunmanız gerekiyor. Ortaya koyduğunuz ürün veya hizmete dair bir prototip oluşturup bu noktada yayılımını sağlamanız önemli. Daha sonra kurucu ortaklar bulup ve etkileyici bir ekip kurarak başarıya giden ilk adımlarınızda size eşlik edecek kişileri seçebilirsiniz. Start-up nasıl kurulur sorusuna verilebilecek bir diğer önemli cevap ise finansman. Start-up’ınızı büyütmek ve geliştirmek için kitle fonlaması gibi yöntemler ile ihtiyaç duyduğunuz finansmanı sağlayabilirsiniz. Bunun yanı sıra start-up’ların fon toplamasına yardımcı olan farklı sitelerden de faydalanabilirsiniz. Yatırımcınızı bulduktan sonra da ortaya çıkardığınız ürün veya hizmetin ilk sürümünü piyasaya çıkarabilirsiniz.
Yaygın olarak bilinen fakat çoğu kişinin içeriğine dair ayrıntılı bilgiye sahip olmadığı start-up’ları bu yazımızda işledik. Pek çok farklı dinamiğe sahip olan bu şirketler hakkında derlediğimiz genel bilgilerden keyif aldıysanız ilginizi çekebilecek bir başka konu olan FinTech’e dair blog yazımızı da buradan okuyabilirsiniz.